Peki neden böyle?
Cevaplar bitmez. Zaten tek bir etkenden bahsetmek mümkün değildir. Çok fazla değişken bir araya gelir ve bu gibi durumları ortaya çıkarır. İşin tarihsel ve kültürel boyutlarını da göz ardı etmemek gerekir elbette.
Leeds University’den Profesör Jens Krause’nin yürüttüğü araştırmada, sonuçları oldukça çarpıcı bir deney yapıldı.
Deney iki gruba dayanıyordu. Bir meydana rastgele dolaşmaları için bırakılan büyükçe bir grup, ve belirli rotaları olan ufak bir grup.
Deney sona erdiğinde bilim insanlarının gözlemleri ise şaşırtıcı oldu. Çünkü büyük grup, oradaki kalabalığın en fazla %5’ini oluşturan rotalı grubu istemsizce takip ediyordu.
Profesör Krause’ye göre hayvanların sürü psikolojisiyle önemli paralelliklerimiz var...
Bu araştırmayı ilginç yapan şeyse, katılımcıların sanki söz birliği etmişçesine rotalı grubu takip etmiş olmasıydı. Çünkü deneyden önce katılımcıların iletişim kurmaları, hatta göz teması yapmaları bile yasaklanmıştı.
Bütün bunlar sosyal hayattaki davranışlarımıza dair muazzam bir ipuçları veriyor şüphesiz.
İnsanlar herhangi bir kural ya da önkabul olmadan, öylece sürü halinde davranabiliyor ve üstelik ne yaptıklarının farkında dahi olmuyor.
Kalabalık bir meydanda dolaşan bir grup insanın peşine istemsizce takılmak masumane görünebilir...
Fakat bu davranış biçiminin siyasi tercihlerimizde ya da hayatımızın önemli dönemeçlerindeki seçimlerimizde etkili olabileceği düşünülünce, evet, tehlike çanları işte o zaman çalmaya başlıyor.