İnci’nin şikayetiyle tutuklanan ve 94 gün cezaevinde tutulan Berke Gök ve Perit Özen dahil 12 öğrencinin yargılandığı davada mahkeme, ilk duruşmadan sonra 10 Ocak’ta avukatlara ve öğrencilere haber vermeden şikayetçilere özel bir duruşma yapmıştı.
İstanbul 22’nci Asliye Ceza Mahkemesi, geçen cuma günkü duruşmada Gök ve Özen’in yurt dışına çıkışlarının yasaklanarak tahliyelerine karar vermişti. Bu duruşmaya öğrencilerden şikayetçi ‘kayyım rektör’ ve özel güvenlik görevlileri katılmamıştı. Mahkeme, bir sonraki duruşmanın 21 Mart’ta yapılmasına hükmetmişti.
Ancak mahkeme bu kararına uymamış, İnci ve özel güvenlik görevlileri için özel bir duruşma düzenlemişti.
Diken’e konuşan avukat Burçin Şahan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ilgili maddesini hatırlatarak bu yapılanan adil yargılanma hakkının ihlali olduğunun altını çizdi: “Daha önce gizli tanıkları kaçırarak dinlettiler ama ilk defa müşteki sıfatıyla birilerini hiçbir karar ve talep olmadan dinletiyorlar.”
İnci’nin şikayetiyle yargılanan öğrencilerden Olcay Atik, özel duruşma için şöyle konuştu “İnci duruşmaya gelmeyip üç gün sonra kapılar ardında görüşüyor. Bu durum, böyle bir siyasi iklimde, bu kadar siyasi tutuklamalar ve yargılamalar sürerken, herhangi bir şekilde kimsenin adalet anlayışıyla karşılaşabileceğini düşündürtmüyor bana.”
Öğrenci Eftelya Koyuncu da “Arkada bir şeylerin dönebileceği ihtimali hep aklımızdaydı. Hukuk sistemini, bütün devlet organlarını kendi yararlarına kullanıyorlar” dedi.
Davanın avukatlarından Burçin Şahan uygulamanın hukuka aykırı olduğunu anlattı: “Bu hukuka uygun değil. Doğrudan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde belirlenen adil yargılanma hakkının hilali. Biz de bununla ilgili ne gerekiyorsa yapacağız. İlk defa şahit olduğumuz bir durum. Daha önce gizli tanıkları kaçırarak dinlettiler ama ilk defa müşteki sıfatıyla birilerini hiçbir karar ve talep olmadan dinletiyorlar. Duruşma saati bile duruşma zaptında yazmıyor. Hatta adliyeye gelip gelmediklerini bilmiyoruz. Duruşma zaptında hangi avukatın olduğunun kaydı bile yok. İsmi yazmıyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız.”
‘Geleceğimizi ilgilendiriyor’
Yargılanan öğrencilerden Olcay Atik de İnci’ye özel uygulamaya tepkili. Kimya bölümü 2’inci sınıf öğrencisi Atik şöyle konuştu: “Duruşmada sadece karşı tarafın avukatı vardı. Biz savunma yaparken hiçbir şey söylemedi. Avukat, hakim hüküm verene kadar konuşmadı. Hakim hüküm verdikten sonra ‘Karşı tarafın da avukatı buradaymış ondan da sözlerini alalım’ dedi. Ondan sonra konuşmaya başladı ve İnci’nin Boğaziçi Üniversitesi’nin rektörü olduğunu, harika bir okul olduğunu, bizim düzen bozduğumuzu öne sürdü. Duruşmada konuşmayıp üç gün sonra görüştüklerini öğrenmek hakikaten çok garip. Orada ne konuşuldu? Böyle bir şeyi neden yaptılar? Bunlar bizim geleceğimizi öğrenim hayatımızı ilgilendiren konular.”
‘Bir sözle hapse girme korkusu yaşıyoruz’
Atik şöyle devam etti: “Ben artık güven hissetmiyorum. Ne masumların ne de herhangi bir insanın adil yargılanabileceğini bu süreçte. Zaten en başından itibaren o istediği için bu kadar tutuklu kaldı arkadaşlarımız. Hakime önceki savunmalardan hiçbir şekilde farklı bir şey söylenmedi. Ama şimdi serbest bırakılıyor. Neden bekleniyor? Arkadaşlarımız 53 gün tecritte tek başlarına kalıyorlar? Ben ve duruşmadaki diğer arkadaşlarım hakimin bir sözüyle ya da bir politikacının bir sözüyle hapse gireceğimiz korkusuyla yaşamak zorunda kalıyoruz? Bu gerçekten korkunç bir şey.
‘Attıkları iftiraların arkasında duramadılar’
Yargılanan öğrencilerden siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Eftelya Koyuncu ise şunları söyledi: “O gün avukatın savunmasını düşündüğümde, gerçekten garip gelmişti bana çünkü tahliye kararı açıklandıktan sonra avukat konuştu. Asla davaya ve bize yönelttikleri suçlamalarla ilgili hiçbir şey söylemedi. Naci İnci’nin katılmayacağını tahmin ediyordum zaten. Ama güvenliklerin gelmesini bekliyordum. Çünkü bize bu iftiraları atan kişiler onlar ve gelip bunun arkasında durup aynı suçlamaları devam ettirirler diye düşünüyordum. Bu nedenle gelmemeleri şaşırttı.”
‘Özel duruşma bu süreçte yapılan usulsüzlüklerden biri’
Koyuncu şöyle devam etti: “Arkada bir şeylerin dönebileceği ihtimali hep aklımızdaydı. Hukuku, bütün devlet organlarını kendi yararlarına kullanıyorlar ve bu süreçte birçok usulsüzlük yaptılar. Bu özel duruşma da o usulsüzlüklerden biri.”
‘Daha güçlü direneceğiz’
İnci’ye özel duruşma öğrencilerin hukuka olan güvensizliğini de perçinlemiş: “Haklı mücadelemizi yıldırmaya karşı hareketleri olacağını, kolay kolay vazgeçmeyeceklerini anladım. Berke ve Perit tahliye oldukları için mutlu olduk ama hala bir risk devam ediyor. Bizim için de aynı şekilde. Ama buna karşı onlar nasıl bundan vazgeçmiyor ve nasıl bizi yıldırmaya çalışıyorsa biz de inatla bu yıldırma politikalarına karşı daha güçlü bir şekilde direneceğiz.”
‘Emir aldığı kişi Erdoğan’
“İnci’nin bu kadar ileri gitmesini bekliyor muydunuz?” sorumuza Koyuncu’nun yanıtı şu oldu: “Ben Naci İnci’nin bu kadar ileri gitmesini bekliyordum. Sonuçta bunu İnci yapmasa bile onun emir aldığı kişi (Cumhurbaşkanı) Erdoğan. Erdoğan hedef gösterdikten sonra böyle bir karar vermesi de bizi hiç şaşırtmadı. Biz orada sadece İnci’yle konuşmak istemiştik. Yasal bir protestoydu. Kendisinin iddia ettiği gibi bir rektör ve öğrencilerle konuşabilmeli. Ama o gün kaçmayı tercih etti. Biz bunun bu kadar büyük bir olay olduğunu düşünmüyorduk. Belli ki bir yerlerden emir almış ve bu emiri uygulamak için de bireysel olarak öğrencileri şikayet etmiş.”