Akıldaki soru da şu: Seçimler ertelenecek mi?
Seçimler 18 Haziran’da yapılacaktı. Ancak iktidar, tarihi, 14 Mayıs’a çekmişti.
Yüz binlerce insanın hayatını alt üst eden depremlerin ardından seçimlerin ne zaman yapılacağı belirsiz.
İktidar cephesi henüz net bir pozisyon almış değil. Muhalefet ise ertelemeye kesinlikle karşı.
Anayasanın 78’inci maddesi, seçimin sadece savaş nedeniyle Meclis kararıyla bir yıl ertelenebileceğini söylüyor. Yani anayasaya göre savaş haricinde hiçbir nedenle seçim ertelenemez.
Peki tartışma nasıl başladı, bugüne kadar kim ne dedi?
Fitili ‘üst düzey hükümet görevlisi’ ateşledi
9 Şubat’ta Reuters’a konuşan ‘üst düzey hükümet yetkilisi’, depremlerin yol açtığı yıkımın seçimleri ‘çok ciddi’ zora soktuğunu söyledi. Deprem bölgesinde Türkiye nüfusunun yüzde 15’inin yaşadığını belirten yetkili şöyle devam etti: “Böyle bir ortamda seçim kampanyası mı yapılır? Acımızı yaşamadan siyaset konuşmak oy istemek her siyasi parti için kabulü zor bir durum. Girilen seçim döneminden çıktık gibi.”
Akşener ihtimal vermedi
10 Şubat’ta İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 14 Mayıs’ta yapılması planlanan seçimlerin 18 Haziran’a kalabileceğini söyledi. Akşener seçimlerin bir sene ertelenebileceğine ihtimal vermedi: “Biz siyasiler seçimin yapılması için üzerimize düşeni yapmak zorundayız.”
Aynı günün akşamı Sözcü yazarı Deniz Zeyrek Fox TV’de seçimlerin bir yıl ertelenebileceğini gündeme getirdi.
11 Şubat’ta da Habertürk yazarı Fatih Altaylı aynı yönde kendisine gelen bir bilgiyi köşesine taşıdı: İktidar kanadının, seçimleri erteletme işini Yüksek Seçim Kurulu’na havale edeceğini yazan Altaylı, işletilmek istenen sürece dair şunları kaydetti: “Önce bir seçim kararı alınacak. Sonra YSK, dört ilde tamamen altı ilde ise kısmen seçim sürecini yürütmesinin fiilen imkansız hale geldiğini bildirecek ve seçimlerin ertelenmesini isteyecek. Böylelikle seçimler en az altı ay, muhtemelen bir yıl ertelenecek.”
Akşener bu kez konuşmak dahi istemedi
12 Şubat’ta Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’ya konuşan Akşener, seçimlerin 18 Haziran’da yapılması gerektiği yolundaki görüşü yinelerken, “Öteleme, erteleme gibi iddialar üzerinde konuşmak dahi istemedi, Anayasa gereği seçimin ileri tarihe alınmasının ancak savaş sebebiyle olacağının da altını kalın çizgiyle çizdi…”
Demirtaş’e giden bilgi
‘Seçimlerin erteleneceği’ henüz bir söylentiden ibaretti.
Dikan yazarı anayasa hukukçusu Murat Sevinç de bu söylenti üzerine 13 Şubat’ta şunları yazdı: “Yürürlükteki anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Seçil Kanunu hükümlerine bakıldığında, halihazırdaki güç koşullar gerekçe gösterilerek milletvekili ve onunla aynı gün yapılması gereken cumhurbaşkanı seçimini ertelemek mümkün değil. Söylentiler bir anayasa tartışmasından çok suyu bulandırma çabasını çağrıştırıyor. Bu kapı açılmamalı.”
Diken’in görüşüne başvurduğu Boğaziçi Üniversitesi’nden Mert Arslanalp da seçimleri ertelemeyi bir ‘yürütme darbesi’ ve ‘Türkiye’de demokrasi umudunun üzerine çakılacak son çivi’ olarak niteledi.
Tam da o gün HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, ‘herkes felakete yoğunlaşmışken’ iktidarın bir grup hukukçuya seçimlerin ertelenmesi için çalışma talimatı verdiğini öne sürdü: “Bir kez daha, oldu bitti yaparak Anayasa’yı yok saymaya hazırlanıyorlar.“
Arınç alevlendirdi
Demirtaş’ın paylaşımlarından birkaç saat sonra AKP’nin ‘özgül ağırlığı’ Bülent Arınç, yine Twitter üzerinden topa girdi. “Allah’tan korkun, hala enkaz altında cesetler var. Seçmenden bahsedilemezken seçimden bahsetmek nasıl mümkün oluyor” diyen Arınç seçimlerin ertelenmesini istedi.
Arınç, tercihlerini de sıraladı:
- Birinci tercihim, Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile 2024 yılı Mahalli İdareler Seçimleri birleştirilebilir. Bunun geçmişte örnekleri vardır. Bu yöntemle halka fazladan tercih hakkı verilecektir.
- İkinci tercihim Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri’nin ötelenerek Kasım 2023’de yapılmasıdır.
- Üçüncü tercihim ise ilk iki seçenekte anlaşılmadığı takdirde tüm siyasi partilerin mutabık kalacağı başka bir tarih üzerinde anlaşma sağlamasıdır.
Altılı masadan anında yanıt geldi
Arınç’ın çıkışına altılı masadan yanıtlar gecikmedi.
DEVA’nın genel başkan yardımcılarından Burak Dalgın: “Seçim demokrasinin namusudur.”
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ: “Zamanında yapılacak bir seçimde zaten çekip gidecek bir iktidar, şayet, eğer ki ben bu rutini beceremem, yapamam diyorsa, yapması gereken tek şey hemen bugün istifa etmektir.”
CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel: “Seçimlerin ertelenmesi konusunun kasti olarak tartışıldığını değerlendiriyoruz.”
İyi Parti sözcüsü Kürşad Zorlu: “Anayasamıza göre seçimlerin vaktinde gerçekleşmesi İyi Parti’nin temel yaklaşımı olacaktır.”
AKP renk vermedi
Ertesi gün Arınç’ın çıkışıyla ilgili görüşü sunulan AKP Sözcüsü Ömer Çeli renk vermedi: “Şu anda seçimle ilgili herhangi bir şey konuşmayı çok yanlış buluruz. Hiçbir şekilde doğru bulmayız.”
Kılıçdaroğlu: Darbe olur
15 Şubat’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da topa girdi: “Seçimler zamanında olacak. Hukuk devleti, yasalar ve bunun oluşturduğu kurumlar bunu çok iyi bilsin. YSK böyle bir talebi dillendirirse demokrasiye darbe olur. Erdoğan, bu ülke sana tam 20 yıl verdi. Artık sana bir yıl değil, bir saat bile veremez.“
17 Şubat’ta Habertürk yazarı Bülent Aydemir’e konuşan CHP lideri şunları söyledi: “Seçimler zamanında, 18 Haziran’da yapılacak. Eğer daha önce seçim yapmak istiyorsa yetkisini kullanıp Meclis’i feshetmesi gerekir. YSK, ‘Bu şartlarda sağlıklı seçim yapamayız’ derse kapısına kilit vurmak lazım.“
Babacan: Anayasaya herkes uymak zorunda
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan 17 Şubat’ta şöyle konuştu: “Anayasa hükümleri çok açık kimse hukukun üstünde değil. Mesele seçimler ise seçimlerin zamanı ise anayasaya herkes uymak zorundadır.”
Arınç ısrarcı
Aynı gün Arınç bir kez daha sahneye çıktı.
Arınç, Halk Tv yazarı İsmail Saymaz’a özetle şunları söyledi: “Eğer seçim zamanında yapılabiliyorsa başımın üstüne yeri var, ama bu şartlar altında, ölü sayısını telaffuz etmekten korkuyorum, şu kadar bina yıkılmış, hala enkazda kalan var, hangi seçmenden oy isteyeceksiniz, hangi seçmeni sandığa götüreceksiniz? Burası 85 milletvekili çıkarıyor. 85 milletvekilinin yerine kimi koyacaksınız? Efendim, savaş olmadıkça bilmem ne… Savaş mı olsun yani? Bu savaştan beter bir durum.”
Arınç aynı gün bir TV programında da görüşünde ısrar ederek aksi takdirde ‘kaos’ çıkacağını öne sürdü.
AKP içinde konuşulanlar
Diken Ankara Temsilcisi Altan Sancar 18 Şubat tarihli haberinde şu bilgileri aktardı:
“AKP’li bir yetkiliye etkiliye göre Erdoğan’ın depremzedelerden bir yıl süre istemesi erteleme sinyali olarak yorumlanıyor, Parti içindeki genel eğilim seçimlerin yerel seçimlerle birleştirilmesinden yana. Her ne kadar kamuoyu önünde bu yönde renk verilmese de partililerin bu yönde bir adım atılacağına inancı tam. ‘Ülke ekonomisi yıkımı toparlamaya odaklanmalı. Bu nedenle bir yıl bile dolmadan iki seçim yapmak, kentlerimizin ihya edilmesini de geciktirir. Biz bu nedenle erteleme bekliyoruz. İttifak ortağımızla (MHP) cumhurbaşkanımız bunu konuşur ve karar verir. Seçimler birleştirilebilir.’
İktidar partisinden bir milletvekili de şunları söyledi: ‘Meclis’in geçirmesi gereken çok sayıda yasa bulunuyor. Bu felaket ortamında Meclis’in düzenli çalışmaya dönmesi bile zaman alacak. Bu ortamda seçimlerin en az altı ay ertelenmesi gerekir.’
AKP’li vekil, Erdoğan’ın henüz bu konuda vekillerle bir bilgi paylaşmadığını, ancak izlenimin bu yönde olduğunun altını çizdi.
İktidarın seçim kampanyalarında aktif rol alan bir partili ise erteleme beklemediğini, ancak seçimlerin öne alınması ihtimalinin kalmadığını düşünüyor. Seçim kampanyası ekibinin yeniden çalışmaya başladığını belirterek seçimlerin 18 Haziran 2023’te yapılmasını beklediklerinin altını çiziyor.
Partili, ‘Muhalefetle uzlaşı zemini bulunmuyor. Böyle bir ortamda seçimlere motive olmak çok zokr. Bulunmuş olsa, belki birkaç aylık erteleme olabilirdi. Ama bu ortamda 18 Haziran diyebiliriz’ diye konuştu.
Arınç’ın açıklamalarını sorduğumuz AKP’li ‘Şahsi düşüncesi’ dese de Arınç için ‘Partimiz açısından kıymetli bir büyüğümüz’ diye eklemeyi de ihmal etmedi.“
MHP’lilerin görüşü
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya Sarıkaya 19 Şubat tarihli köşesinde, son bir haftada konuştuğu MHP’nin etkin isimlerinin hemen hepsinden şu cümleyi duyduğunu kaydetti: “Anayasanın 78 ve 79’uncu maddeleri net yazılmış; her okuyanın anlayacağı şekilde kaleme alınmış. Bu ortadayken farklı bir arayışın anlamı yok. Seçim ertelemesi söz konusu dahi olamaz.”
Demirtaş: Darbe olur
Demirtaş, 21 Şubat’ta T24′ verdiği söyleşide, bir kez daha seçimleri ertelemenin darbe olacağını vurguladı: “Seçimi erteleyemezler. Seçim erteleme demek darbe yapmak demektir. Darbecilere ne yapılıyorsa halk yine onu yapar, tıpkı 15 Temmuz’daki gibi halka direnme hakkı doğar. Herkes aklını başına almalı, kimse darbeciliğe özenmemeli. Seçimleri siyasi partiler yapmaz, halk yapar. Dolayısıyla seçimler halkın hakkıdır, siyasetçilerin değil. Kimse halkın hakkını ortadan kaldıramaz ya da darbeyle çalamaz.”
Bahçeli net konuşmadı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 21 Şubat tarihli grup konuşmasında, ‘seçimleri erteleme’ tartışmasında net pozisyon almaktan kaçınarak ”Ne sandıktan kaçarız ne demokrasiyi yok sayarız” dedi.
Sabah’a konuşan AKP’li kurmaylar, depremler sonrası yeni bir seçim kampanyası hazırlanacağını söyledi.